İMPARATORLUĞUN AĞIDI GENÇ CUMHURİYETİN YOL HARİTASI
İSTİKLAL MARŞI
Modern insanlık tarihi kimisi için yazının icadı ile kimisi için paranın icadı ile kimisi için buharla çalışan motorların icadı ile kimisi için uzaya gidebilmekle başlar. Ama hiç şüphe yok ki biz Müslümanlar için modern ve medeni dünya Peygamber Efendimiz Muhammed Mustafa (SAV) peygamberliğini ilanı ile başlar. İslam'dan önce insanların ahlakları ve kültürleri bedevi ve daha kabayken İslam'la beraber dünyaya medeniyet Hz. Muhammed'in sünnetleri ve Kuran'ın ayetleri ile tanıtılmıştır.
İşte medeniyet peygamberi Efendimiz bedeviyet ve vahşetten yani Kabe'den, medeniyet ve hoşgörüye yani Medine'ye hicret ederken yanında sadece en yakın dostu Hz. Ebubekir vardı. İki dost yolculuklarında peşlerine düşen azgın düşmanlarından korumak için bir mağaraya sığındıklarında, Mekke müşrikleri mağaranın kapısına kadar gelmişlerdi. Onların bu gelişiyle dostunun korkuya kapıldığını gören Efendimiz arkadaşına şöyle seslenmiştir;
"Korkma, Allah bizimle beraber." İşte bu sesleniş çağları aşıp bir milletin milli yemini olan İstiklal Marşına ulaşmıştır. Milli şairimiz Mehmet Akif ERSOY'da azgın düşmanların pençelerine sıkışmış milletine aynı sözler ile seslenip İstiklal Marşımıza 'Korkma' diyerek başlamıştır. Bu milletimizin takip etmesi gereken yolun ne olduğunu çok açık bir şekilde gösteren bir haykırıştır aynı zamanda. Bütün mukaddesatımızı yok edip bizi Kuranımızdan, Peygamberimizden ve Rabbimizden ayırmak isteyen geçmiş ve gelecek bütün düşmanlar karşısında milletimizin kalplerine ulaşacak ses bu olmalıdır; 'Korkma.' Peki neden korkmaması gerekiyor milletimizin? Dünyayı felaketlere sürükleyen, yutabildiği her milleti yutan, yakabildiği her evi yakan bu felaket sahibi insanlar aynı sıkıntıları bize veremezler mi? Onlar bu kadar güçlüyken ve ellerinde bütün imkanlar varken biz neye dayanarak korkmayacağız ve cesur olacağız?
1071 yılında Sultan Alpaslan Malazgirt savaşının sabahında arkasında yirmi beş bin kişilik ordusu önde kendisi ilerlerken gözcülerinden birisi atını heyecan ve büyük bir telaşla sürüp Sultana yaklaşmıştır. Sultan gayet sakin bir şekilde gözcüsüne dönmüş ve diyeceklerini dinlemeye başlamıştır. Gözcü korku içinde İki yüz bin kişilik Bizans ordusunun kendilerine doğru geldiğini söylemiştir. Sultan Alpaslan aynı sakinlikle gözcüsüne şunu söylemiştir.
"Korkma, biz de onlara doğru ilerliyoruz." Nitekim bu büyük Fatih bu savaşta pek çok Kürt ve Arap aşiretinin de desteğini alarak Bizans ordusunu ağır bir yenilgiye uğratmış ve Anadolu'yu Müslümanlara yurt etmiştir.
Demek ki önemli olan sadece maddi kuvvet değil. Sadece maddeye güvenip yola çıkanlar kaybetmeye ve batmaya mahkumdur. Buna en güzel örnek bir iman ve madde savaşı olan Çanakkale'dir. Biz Müslümanlar ne zaman sahip olduklarımızı iman ile güçlendirmişsek izzet ve azamet sahibi olmuşuz. İşte yıllar önce bugün Millet Meclisimizde kabul edilen İstiklal Marşımızın anlattığı yegane gerçek budur.
Yazdığı İstiklal Marşını şu satır ile bitirir büyük şair;
'Hakkıdır Hakka tapan milletimin istiklal' Demek ki bu milletin özgürlüğü dünyanın maddesine, parasına ve gücüne tamah edip ona güvenmekten geçmiyor. Dinini her şeyden daha mukaddes görüp Allah'ı kendisine dost bilip sadece ondan korkup onun huzurunda eğilip diğer bütün iktidarlara duyulan korkuları ayaklarının altında çiğnemesinden geçiyor. O zaman kıyamete kadar milletimizi sadece Hakka taptırsın Allah ve kıyamete kadar İstiklal sahibi yapsın inşallah.
Mustafa ÇAMOĞLU(Türkçe Öğretmeni)
Adres:
Sayanlar Mah. Yunus Emre Cad. Hasköy/MUŞ
Telefon
05055620738